Türkiye’de Özal dönemiyle 1980’lerde gördüğümüz dışa açılma hamlelerinin benzeri Çin’de 1978 yılında Deng Xiaoping yönetimiyle birlikte başlamış, o dönemde bir yandan ekonomik reformlar hayata geçirilirken, diğer taraftan ülkenin dünya ile entegrasyon sürecine hız verilmiştir. Bugün Çin dış politikasının en önemli bileşenlerinden biri haline gelen açık kapı politikası ülke içi tartışmaların da gündeminde yer almaktadır. Çoğunlukla içe kapalı yapısıyla bilinen Çin toplumunun dış dünyaya açılma süreci zaman zaman sancılı da olsa halen devam etmektedir.
Çin toplumunun uluslararası turizmle tanışması da yine aynı dönemlere tekabül eder. 1949-1974 arası dışarıdan gelenlere tamamen kapalı iken 1980’lerin ortalarında yaklaşık 1,5 milyon yabancı turistin ziyaret ettiği bir ülke haline gelmiştir.
Çin Ulusal İstatistik Kurumu’nun verilerine göre 2019 yılında Çin’i ziyaret eden yabancı turist sayısı yaklaşık 32 milyon kişidir. Hong Kong, Tayvan ve Makao’dan gelenler de eklenince bu rakam 145 milyona yaklaşmaktadır. Ancak pandemi ile birlikte bu konuda herhangi bir resmi istatistik yayımlanmamıştır. Öte yandan, Çin genelinde her daim daha popüler olduğundan ve elbette ekonomik göstergelere doğrudan etkisi nedeniyle iç turizm istatistikleri düzenli olarak açıklanmaktadır. Buna göre Zero Covid politikalarının etkisi nedeniyle 2022 yılında iç turizm bir önceki yıla göre %22 düşüş kaydetmiştir.
Çin’in turizm endüstrisinin diğer ülkeleri ve haliyle Türkiye’yi daha çok ilgilendiren bölümü ise yurtdışına giden Çinli turistlerdir. Pandemiden önce 170 milyona ulaşan Çinli turist sayısı, Asya destinasyonu başta olmak üzere birçok ülke için son derece önemli bir gelir kalemi haline gelmiştir. 2019 yılında sadece Avrupa’yı 13 milyon Çinli turistin ziyaret ettiği bilinmektedir. 2023 Ocak ayı itibariyle Çin’in resmi olarak COVID kaynaklı önlemleri bitirdiğini açıklamasıyla birlikte tüm ülkeler yeniden Çinli turistleri çekebilmek için girişimlerini hızlandırmıştır.
Çin’de yerleşik birçok turizm acentesi 2023 yılı Ağustos ayında Çin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Türkiye’nin grup turizmi kapsamında pozitif listeye alındığı haberini müteakip yeniden programlarına başladılar.
2016 yılından itibaren güzel bir ivme yakalayarak 2019 yılında 475 bin civarında Çinli turisti ağırlayan Türkiye, 2020 yılı için 1 milyon hedefini belirlemiş ancak COVID salgını nedeniyle mümkün olamamıştı. Özellikle 2018 yılında Çin’de ilan edilen Türkiye turizm yılı ve bu kapsamda yapılan tanıtıcı etkinliklerin çok büyük ilgi ve farkındalık uyandırdığı, yakalanan yükseliş trendinin altında da bu tür faaliyetlerin yattığı değerlendirilmektedir.
Çinli turist nasıl çekilir?
Peki Çinli turisti ülkeye nasıl çekebiliriz? Global istatistikler dünyada en fazla para harcayanların Çin’den gelen turistler olduğunu gösteriyor. 2019 yılında toplam dış turizm harcamalarının %17’sine karşılık gelen 255 milyar dolarlık harcamayı Çinliler tek başına yapmıştır. Öte yandan, birçok turizm acentesi Türkiye’yi ziyaret eden Çinli turistlerin harcamalarının son derece düşük olmasından şikayetçi. Elbette gelir düzeyi yüksek Çinli turistlerin özellikle Avrupa’yı ziyaret ettiklerinde yaptıkları lüks tüketim harcamaları önemli bir harcama kalemi ancak yine de kendi ülkelerindeki tüketim alışkanlıklarını diğer ülkelerde bulamayan Çinliler ister istemez harcamalarını kısmak zorunda kalabiliyor.
- Bu noktada öne çıkan ilk unsur ödeme sistemleridir. Çinlilerin günlük hayatlarının vazgeçilmezi haline gelen WeChat ve Alipay uygulamalarının ülkemizde yeterince yaygınlaşmamış olması o dönemde Çinli turistlerin harcamalarını kısmalarının en önemli sebebi idi. 2019 yılında Türkiye İş Bankası ve 2020 yılında Çinli ICBC Bank tarafından pos makinelerinin WeChat ödemelerine uyumlaştırılması ile birlikte bu sorun bir nebze de olsa hafiflemiş görünüyor. Şu an İş Bankası’nın pos cihazlarının %15 pazar payından hareketle Türkiye’deki pos cihazlarının kabaca yedide biri üzerinden WeChat ödemesi yapılabilmektedir.
- Çinli turistin ülkemize olan ilgisini arttıracak ikinci önemli husus ise uluslararası uçuşlardır. Pandemi döneminde sadece Guangzhou üzerinden haftada tek seferle Türkiye’ye erişim sağlanmakta iken, şu an THY’nin Şanghay, Guangzhou, Pekin’den her gün uçuşu bulunmaktadır. Ayrıca Air China, China Eastern ve China Southern gibi yerel havayolu şirketlerinin de Çin’in farklı şehirlerinden İstanbul’a uçuşları başladı. Ancak grup turizminin asıl taşıyıcısı olan ve nispeten daha uygun fiyatlı Katar, Emirates ve Mahan gibi yabancı havayolu şirketlerinin Çin’den Türkiye’ye uçuş sayıları arttıkça ülkemize gelen Çinli turist sayısı da ciddi şekilde yükseliş gösterecektir.
- Bir diğer önemli nokta ise Çinli turistin kendini evinde hissetmesini sağlayacak fiziksel altyapının tesis edilmesidir. İlk maddede bahsedilen ödeme sistemlerinin yanı sıra konaklama ve yemek konusunda da Çinli turiste yönelik bazı kolaylaştırıcı işlemlerin yapılması süreci hızlandıracaktır. Her ne kadar uluslararası turist olarak nitelendirilse de özellikle yemek konusunda muhafazakar davranan Çinli turistlerin kendi ülkelerindeki damak tadını bulabilecekleri daha fazla sayıda tesisin hizmete açılması gerekmektedir. Nitekim Türkiye’deki turizm potansiyelinin farkında olan ve özellikle önümüzdeki dönemde çok sayıda Çinli turistin ülkemizi ziyaret etmesini bekleyen Çin menşeli birçok otel zinciri, Türkiye’de otel ve restoran yatırımına yönelik ciddi adımlar atmaktadır.
Sonuç olarak, 2023 yılı itibariyle uluslararası turizmi yeniden keşfetmeye başlayan Çinli turistlerin ülkemiz yönelik ilgisi yeniden artmaya başlamıştır. Bu ilgiyi canlı tutabilmek için Çin'de düzenli reklam ve tanıtım faaliyetleri yapılması ve aynı zamanda ülkemizde de Çinli turiste yönelik altyapının geliştirilmesi gerekmektedir.